29.8.08

arka fona chopin daya

yeniden kayıplara karışmanın nasıl birşey olduğunu anımsatıyor bana hayat.zar zor toparladığım umutlarımın bugün cenazelerni kaldırmakla meşgul ediyor beni..bunca dert sıkıntı ve yıkıntı arsında gün ışığımı aramaya çalışıyorum.tam bulmuş gibi olurken tekrar kaybediyorum.bedenim daha fazla ağırlığı kaldıramıyor.ben isyan etmiyorum ama.yine de etmiyorum işte.
benden daha kötülerini canladırmaya çalışıyorum zihnimde.işe yaramıyor.benden daha iyi olanlar geliyor.zihnim benimle oyun oynamaya bayılıyor.zihnim bile beni sevmiyor.önce karalanmış sonra yırtılmış daha sonra küllerim havada uçuşsun zerrem bile kalmasın diye yakılmış kağıt parçası gibiyim.bu saatten sonra herşey için çok geç olduğunu,asla eskisi gibi tıpkı o bembeyaz kağıt parçası gibi işe yarayamayacağımın farkındayım.
karalan sen,yırtan dostlarım,yakan ailem,zerremi bile bırakmayan hayatken herşey daha da ağır geliyor işte.çünkü beni benden eden en sevdiklerim-miş.
ben dokunaklı öyküleri sevmezdim.yaşattırmak zorunda değildiniz beni.
hayatımdan toparlanıp gitmenin tam vaktidir.

28.8.08

değişim

dün sen sevin diye tekrar sosyalleşme adımlarımı attım.Gittim teşkilata seminere girdim.Seminerde piknikte gördüğüm ve seni bir an olsun aklımdan uzak tutmama neden olan komik çocuğu gördüm.Yine pek havalıydı.Aramıza bir genç adam girdi o yüzden muhabbet edemedik.piknikte o kadar kendi elleriyle hazırladı verdi köfteleri,o kadar geldi yanıma top oynadı,şebeklik yaptı ama bir muhabbet edemedik özel olarak:)
seminer güzel geçti.Lozan'la ilgili bir takımbilgiler verdi.Adam osmanlı döneminde kurulan ilk meclisten girdi şimdiki mecisten çıktı.Bıraksan sabaha kadar anlatırdı.Asker emeklisiymiş.Ama tam bir demokrasi aşığı.Öyle işte.
Bugün iletişim uzmanı olarak ilk görevime başlicam.Akşam 5 gibi satış temsilcisi ve ortağımla toplantımız var.Öle artık iş,ing. kursu,ehliyetti,dgsydi derken geçer koca bi sene.
Sana mail atmaya yeltendim sonra vazgeçtim.
öle işte...

20.8.08

sevmek zor

kalbi kesinceşarıya taşan insan sürüsü...
bu olgu can yakar ve göz yaşartır o zaman ne diyoruz:
lanet olsun içimizdeki, bizden hatta çevremizdekilerden daha büyük olan insan sevgisine...

çark dönmeye devam ederken..

yazıyor,siliyorum...
tekrar yazıyor,tekrar siliyorum
bu böyle devam ediyor....

replik

3

2

1

motor

"o gözyaşları boşuna akmadı.."

kestik!

yaa öyle işte

canım arkadaşım gizemin doğum günü nedeniyle 5 dk'da yazıverdiğim içimden gelen satırlardı 22. blog..paylaşmak istedim.ne de olsa artık yanımda ki tek destekçim sensin blog.
sanal şeylere bile bağlanabiiyorum aman ne hoş
salla..
herşeye rağmen gülebiliyorum ve dimdik ayaktayım.

akss S'ler çoğlasın daha da çoğalsııın

Giss'M...
Ne zamandır yazmak istiyodum böyle bişeyi..Doğum gününe nasipmiş(8 dk geçti artık 19 ağustos idare et;) )Günlüğümü karıştırdıımda 18 ağustosu yuvarlak içine alıp 'bugün benim doğum günüüüüm iiki doğduum=)' yazan tatlı kız=)...İyi ki doğmuşssun ve iyi ki tanımışım seni..İyi ki yaa bu kııız nie bu kadaar farklı dedirtmişssin bana iyi ki başka renkleri de göstermişssiinn..Şu sıralar arkama dönüp baktığımda onca yenilgi,gösyaşı dert,şerefsizlerle,öfkelerle dolup taşmış anılarıma nasıl sabretmişim diyorum..Meğerse sizler gibi meleklerim varmış yanımda..Her anımda her ağlayışımda yanımda biten ,omzumda sakladığım el izleriniz varmış bana destek...Ara da güldüm yaa diebildiysem o aralar çoğunlukla sizinleyken olmuş meğer..mesela abBla da birimiz mutfakta birimiz koridorda birmiz balkondayken dışardan geçen bounce sesiyle salona koşmmız hızlı hızlı dans ettiğimzde,kola-kahve içip gülmekten karnımıza krampları soktuğumz da ve zeynebin hayata bakış açısını değiştirdiğimizde,nargilenin közünü yaktıımızda,milleti kafaya aldıımızda,serkanı rol icabı zeynebin sevgiisi yaptıımızda,suata peltek s ile suat dediimizde,benim radarları açtıımda,yeri geldiinde kendimizle bile dalga geçtiimizde,ve daha burda anlatamayacağım;) bir çok anımızla ne kadar güldüümüzü anımsamak,bu anıları sizlerle yaşamak her gizem denildiinde hemen o günleri hatırlayıp gülebilmem kadar güzel bişey yok ki.. bazen çok sıkıntılı olduum anlarda kendi kendime yaa senin dostların var kızım silkelen dediimde aklıma senin ismin de gelio ya..
işte bu şey gibi:
*zeynebin pembe hırkası => 10 ytL
*kola-kahve => 5 ytL
*nargile => 10 ytL*
Tarkan'ın albümü => 10 ytL*
çatlayana kadar gülüp eğlendiimiz,türlü türlü planlar yapıp kendiimiz bozduumuz,replikler türettiiğimiz o anların değeri, PAHA BİÇİLEMEZ geri kalan herşey için visa ;)
böyylede bişii işte gerisi sen tamamla be hatun 'fill in the blanks;);)'
özetle: şimdilerde çok uzaklarda da olsak,normal dostlar gibi(hiç normal olamadık kieee:):) )hoş beş edemesekte,birbirimize bazen çok kırılsak veya kızsaktabiliyoruz ki Merve'de ki Gizem,Gizem'de ki Merve hiç tükenmez..Yurtta o pencerenin kenarında o çok sancılı zamanlarda başlayan bu dostluk üzerine çok bok atılmaya kalkışsalar da ipleri kopartmak için türlü türlü şerefsizlikleri yapsalar da hatta az kalsın başarılı oluyor bile olsalar da yapamadılar işte..bende ki gizem hep aynı..Hep o gülen beni sevdiine inandıım ve çok sevdiim gizem hep kalbimde..hep kalbimdesin,hep kalbindeyim bırakalım bunu bizden başka kimseler bilmesin..çok fazla şeyler paylaşamıyoruz artık vıcıkk muhabbetlere de girmioruz ama seviyoruz be kendimizi=)önemli olan çook zamanlar geçse bile tekrar biraraya geldiimizde aynı muahbbetle birbirmize gülümseyebilmemiz..gerisi zaten hikaye;)
şimdii gelelim standartlaraaaa:):)doum günün kutlu olsuun aşkaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaam...nice mutlu yıllara hep birlikte inşAllah..senin bana yazdıın bi mektupta'sen varsan inan herşey daha farklı hayatımda'diye bi satır vardı aynen noktalama işaretine bile dokunmadan katılıyorum aşkaaam..
herşey BİZLE çook daha farklı be aşkaaaaaaaaam biiiiz böyleyiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiz;)iyi ki doğdun giss'm.. seni çook seven
______________MeRve*
ek:aks,akss ;);)

12.8.08

jilet gibiyim bugüüüüüün

Sabah 5:30 gibi yatabildim..Canım arkadaşım erdemcim saolsun uyutmadı yine beni fotoğraflarını yolladı durdu:)
Sabah 11:30 gibi annem benimle kuzenim süü'yü kaldırıp hadi kalkın kahvaltıya gidiyoruz diye ayaklandırdı.Güzel bir kahvaltı çektikten sonra benle süü çarşıya gittik.Yarı uykulu kafası karışık napıcağını bilmez halde bile olsam yine de güzel bi gündü..
çok defa denedim bunu yani takmamayı yılmamayı inatla bildiğim yoldan devam edebilmeyi..Yine deniyorum ama bu sefer sessiz sedasız hallediyorum bir tek kendi kendime üzülüyorum dışardakilere yansıtmıyorum..
Hayat gerçekten yordu beni aslında=)Pilim bitmemiş ki yaşamaya aynen devam edebiliyorum:)neyse bugnlerde teomanın bugün şarkısı iyi geliyor bana..dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim^^http://www.imeem.com/rambursman/music/Vgk-Va5v/kres_soz_muzik_teoman_bugun/

9.8.08

anla ya da anlama yeter ki karışma

Hayat benim hayatım istediğimi yaparım!?
-Bana karışan bilmeden eleştiren anlamayan o kadar çok insan var ki...
Hangisiyle başetsem bilemiyorum..

7.8.08

yedim bitirdim kendimi

Yaklaşık bir haftadır doğru dürüst uyuyamadım..Sabahlara kadar ya film izliyorum ya da pc de çok sevdiğim bir arkadaşımla muhabbet ediyorum.O da benim gibi aynı dertten yakınıyor.Ama konuşmamız sona ermeye yakın yarın gece aynı saatte demeyi ihmal etmiyoruz.Hatta o eh başka bir sabah ezanında buluşmak üzere diyor.Yatıyorum sabah 8-9 gibi ayaktayım.Yemek yemiyorum dışarı çıkmıyorum.
Neyse..
Asıl meselem şu:
içimde ki sıkıntıları kaygıları atamıyorum ve bünyeden yiyorum.

6.8.08

sabreden derviş bekleye bekleye ?

Sanırım en zor şey beklemek..

3.8.08

içim sızlar AH!


-21 Aralıkta tarihe“Sarıkamış Faciasi”olarak geçen harekât başlatılır.12o bine yakın askerimiz,kış kıyamete paltosuz,postalsız,gömlekle çarıkla tipinin ortasına sürülürler.
-22 aralikta Enver Paşa’nın emriyle 120-125 bin civarında Osmanlı askeri dondurucu soğuya rağmen yollara sürülmüştü.Bölge çoğu senenin dört ayı boyunca karlarla örtülüydü.Kar yükseklikleri kimi yerlerde bir metreyi geçiyordu.Sıfırın altında kırk dereceye düşen soğuk,düşmandan daha düşmandır.Yapılan harekât plânına göre 9.Kolordu Sarıkamış Dagları’nı,10.Kolordu ise Allahuekber Dagları’nı asarak Rusları Sarıkamış’ta kuşatıp imha edecekti
-Gündüz başlayan yürüyüşte çarıkları yumuşayan askerlerin çarıkları gece donmaya,bir mengene gibi ayaklarını sıkmaya başlar.Adım atmak neredeyse imkansızdır.Askerler oldugu yerde zıplar,atlar,kendini karların içine vurur ve ayaktan başlayan donma yavaş yavaş tüm vücuda yayılır.Düseni kaldırmamak için emir vardır.Zaten kimsede de kimseyi kaldıracak güç kalmamıştır.Neferler ordunun işaret taşları gibi yollara dizilirler.Kimi çömelmiş,kimi oturmuş,kimi yuvarlanmış,kimi bir agacın gövdesine dayanmış kardan heykellere dönüşürler.
*90.000 şehit.Tek kurşun atmadan...
-15 saatlik yürüyüşün sonunda,16.300 kişilik 30.tümenden geriye 1.400 asker kalır.Ve bitişimizin itirafını olayın sorumlularından Hafız Hakkı Paşa,başkumandan vekiline şu sözlerle özetler:
“Bitti paşam,ordumuzun kısm-i küllisi mahvoldu.”
-Enver Paşa hiçbir şey olmamış gibi İstanbul'a döner.Arkasında 90bin kefensiz karçiçeği bırakarak...Basını ele geçirmiş bu darbeci güruh sıkı bir sansür uygulayarak halkın Sarıkamış cephesinde olup biteni ögrenmesine engel olurlar.Faciayla ilgili bilgiler Ruslar vasıtasıyla Avrupa ve Dünya’ya yayılır ama hersey için artık çok geçtir.Bir sohbet sırasında Harbiye Nezareti Ordu Daire Baskani Behiç Bey’e bu facia için Enver Paşa şöyle der:“Bunlar nasıl olsa birgün ölecek degiller miydi!”1917 yılında Enver paşa ile karşılaşan Mustafa Kemal Paşa'nın Sarıkamış'ı hatırlayıp koskoca bab-ali kapısında bütün komutanlarının önünde enver paşa'ya
"Allah ve millet sizi lanetlemiştir paşa!"
diyerek haykırmıştır
90.000 askeri çölün ateşinden alıp beyaz buzda ölüme terk eden daha sonra ne gariptir ki afgan çöllerinde susuzluktan ölen enver paşanın komutasında ki mehmetciğimizin hazin hikayesidir sarıkamış..




cevap verme vazgeçtim

Herşeyin sorumlusu incelikler..
Ya ince olucam diye dilinizin ucuna kadar gelen kelimeleri yutmak zorunda kaldınız,ya da kendinizi ifade etme yetisine sahip olamadığınız düşüncesine kapılıp hiç ince olamadınız..
Ayarlar hep bozuktu!
değer mi bilmem ama yine de incelik ayarını yaparak soruyorum sizlere:
-hayat kasıklarınızdan mı ibaret?
yerine
-hayat arzularınızdan mı ibaret?

2.8.08

hep orda otursakya


Bandırmaya yolunuz düşerse ve su cafe ye uğrarsanız böyle şahane bir manzarayla güneşi uğurlarsınız


1.8.08

sakin olmak gerek

ne zamandır söylemek istiyordum...
Rahatsızsınız.
neyden mi?
dinden,inançtan,inançlı kişilerin çoğunlukta olduğu bu memlekette yaşamaktan..Parti kapatılmadı şimdi daha bir rahatsızsınız..
İnançlı insanların avukat,doktor,mühendis olmasından,artık azınlıklar gibi davranmamalarından,bireylerini topluma kazandırma çabalarından..
hem rahatsızsınız,hem korkuyorsunuz..
Bu rahatsızlığın belirtilmesinde hiç bir sakınca yok bence..Dileğen dilediğini açıkça söylemelide..
Ama:
Neden onlar için " kendine demokrat onlar" derken kendinize dönüp bakmıyorsunuz..
nedir bu kendi fikirlerini başkalarına empoze etme çabaları?
Kimse tek kalıp düşüncelere sahip olamaz ki..
Bilmem haberiniz var mı Ankara da beyaz yürüyüş eylemi yaptık.Solcusu sağcısı lezbiyeni gayi hep beraber omuz omuza yürüdk,demokrasi istedik arkasından sahneye çıkan sanatçıların şarkılarıyla halaylar çektik ve dağıldık..
Bu yürüyüş haber yapıldı ve bir kaç okur yorum yazmış..
Hakaretlerin ardı arkası yok okuyunca donup kaldım nasıl bir nefrettir bu dedim..Sonunda okuyucu bir cümleyle noktalamış o da şu:
ipiniz çekilecek...

ne demek ki şimdi bu?
kimin ipi neden çekiliyor?
Ankara da yürüldü diyemi?


Aman abilerim,aman ablalarım yapmayın etmeyin yakmayın bu gezegeni..Gözünüzü bu kadar döndürmeyin...

Aranızda Pippa yı hatırlayan var mı?
İtalyan sanatçı..Hani Türkiye de hem tecavüze uğradı,hem öldürüldü.Gazeteler büyük ayıp yazdılar..
Gazeteler sapkınlığın kökenine inmek yerine sadece ayıp deyip geçtiler..
Hergün duyuyoruz tecavüz haberlerini..Boy boy sayfa sayfa en ince ayrıntılarına kadar iniliyor olayın sonra noluyor?
-kuru bir ayıp ve olay bitiyor..
Mesele şu : bu ülke siyasi çalkantılardan,sindirememekten,sürekli içi helyumla doldurulmuş bomboş gaz haberlerden,kartelleşen medyalardan dolayı kendi asıl problemlerini çözemiyor..Çözmek bir yana sorun nerde onu bile bulamıyor..
Nedir bu koltuk sevdası..Niyedir bu yönetme manyaklığı?


okudum. beğendim. paylaştım.

Ama sonunda kendin­den de sıkılır insan elbet. Gün gelir,terk edebilir en sevdiklerini bile. Bir tek yalnızlığımız,ömür boyu yalnız bırakmaz bizi. O yüzden bence aşk tek kişiliktir...