30.8.09

Bazılarının bizleri dışlamaya çalıştığı bir dünyada: biz demokratlar,o bazılarını bile dışlamamayı daha baştan kabul ediyoruz.Bunun bir tür yanılgı olduğunu söylemek belki mümkün.Ancak tarih gerçek yanılgının,bir kimliğin ötekini dışlama mantığı ile beslenmesi olduğunu DEFALARCA gösterdi.ÇOK İSTENİYORSA Türkiye'ye de bir kez daha gösterecek!

25.8.09

olasılıksızdan

Hangisi daha büyüktür?

a) Beklenen değer (fiziksel yaşamdan zevk alma)
yada

b) Beklenen değer (dini hayat)

Varsayım…

a) Olasılık (ölümden sonra hayat yok) * (hedonizmden alınacak zevk) + olasılık(ölümden sonra hayat var)* (sonsuza dek lanetlenmek)
ve

b) Olasılık (ölümden sonra hayat yok) * (dinden alınacak zevk) + olasılık ( ölümden sonra hayat var ) * (sonsuz mutluluk )

Sonsuz mutluluk = +∞
Sonsuza dek lanetlenmek = -∞

Eğer bir denklemde sonsuzu kullanırsanız bu diğer her şeyi etkiler, çünkü çok büyük bir sayıdır, böylece (a) hedonizmin beklenen değeri negatif sonsuz ve (b) dini hayatın beklenen değeri pozitif sonsuz.

Ölümden sonra insanın ruhunun yaşamasının veya her hangi bir şekilde bir hayat olmasının olasılığı ne kadar az olursa olsun, Pascal’ın dine bağlı bir hayat yaşamasından beklediği getiri, yine de dünyevi zevklerle hedonistik bir yaşam sürüp de sonsuza dek lanetlenmeyi göze alacağı bir durumun getirisinden daha büyüktür.

Pascal bunu anladığı anda da hayatının geri kalanını dine adaması gerektiği açıktı..

14.8.09

düşündümde..

Hayatım öle pek iç açıcı değil.Neye dokunduysam kırılıp milyonlara ayrılıyor aniden..İsteyemiyorum artık o derece.Belkide istemeyi bilmiyorumdur..
Gerçekten birşeyler yapabilmeli ama..
bir adım atmak bile değil ,belki sadece düşünmek oadım atabilirmiyim diye düşünmek...
Ben bütüncü biri-idim.Yani değişim olucaksa aniden olsun,timden olsun bir dk da çok şey değişebilir diyordum ve genellemeye katıyordum herşeyi.Evet aklınıza gelen en ince ayrıntısına kadar herşey..
Ama geçenlerde eleştirel günlüğün kadının faşisti yazısına yaptığım bir yorum vardı.Bir çözümü var mı? varsa ben göremiyorum diye..Eleştirl günlüğün bana ithafen verdiği cevap düşünmeme neden oldu:
Bunun icin “çözüm var mı? ben göremiyorum” diyoruz. Cunku cozum diyince biz buyuk bir kerelik donusumler bekliyoruz. Yok oyle degil. Kucuk kucuk seylerle baslamali bu. Ve bu kucuk seyler buyuk devrimler gibi “nesnel ve oznel kosullarin hazir olusunu” beklemeyi de gerektirmiyor. Bu kucuk seyler “hemen- simdi” diyor.
evet farkettim ki ben herşeyde büyük değişimler bekliyorum.mesela diyorum ki şunun olması için şunun olması gerek başka türlü olmaz bu başka yolu yok..olmadığında da kendimi yıpratıyorum yıllarım ve çabalarım boşa gidiyor..
ben sanırım bende ki en büyük sorunu buldum.artık küçük şeylerle başlamayı planlıyorum.hayatıma küçük rötuşlar getirerek..mesele ilk önce artık somurtmamayı ve kendime acımamayı öğrenebilirim..
küçük şeyler beni büyük hedeflerime ulaştırır mı bilmem ama denemekten zarer gelmez..

"yorumu okuyana kadar büyük birkerelik çözümler bekleyen imkansızcı biri olduğumun farkında değildim..farkındalığı sağladığı için eleştirel günlüğe teşekkür ediyorum..umarım bu farkındalık bana yeni soluklar kazandırır..zira buna ihtiyacım var.."